Uzun uzun yıllar önce bir güvercin varmış. Bu güvercin bir gün gezmeye çıkmış, rüzgarlarda kendini bırakarak kanatlarını açmış ve özgürce uçuyormuş. Ama birden susadığını fark etmiş.
Çok susayan bir güvercin, su içmek için bir dere kıyısına inmiş. Tam eğilip su içerken bir karıncanın suya düştüğünü görmüş. Zavallı karınca, sudan çıkmak için çırpınıp duruyormuş. Güvercin, karıncaya çok acımış. Kıyıdan aldığı bir çöpü suya bırakmış. Karınca da çöpe tutunarak kıyıya cıkmış. Bu sırada oradan gecen bir avcı, güvercini görünce sevinmiş. Ne güzel bir av.” diye düşünmüş. Her şeyden habersiz güvercine silahını çevirip nişan almış.
Karınca bunu görünce, avcının çıplak topuğundan ısırmış. Avcı acı ile haykırmış. Avcının sesini duyan güvercin havalanıp uçmuş. Böylelikle karınca da güvercinin yaptığı iyiliğin altında kalmamış.